Ertuğ; “Doğu Akdeniz’de, Rum -Yunan İkilisinin Zihniyeti Nedeniyle İşbirliği Sağlanamıyor”

Ertuğ; “Doğu Akdeniz’de, Rum -Yunan İkilisinin Zihniyeti Nedeniyle İşbirliği Sağlanamıyor”

Emekli Büyükelçi Osman Ertuğ, Radyo Güven’de yayınlanan Taner Gönül’ün sunduğu “Gündem Özel” programında yaptığı açıklamada,
Kıbrıs meselesi ve Doğu Akdeniz’de yaşanan olayların temelinde Rum – Yunan tarafının, yayılımcı politikalarını, hegemonyacılıklarını sadece Kıbrıs sathında değil, Doğu Akdeniz’e de yaymak istemelerinin yattığını kaydetti.

Ertuğ, Rum – Yunan ikilisinin bunu yapmak için gerek bölgesel ülkeleri, gerekse de Doğu Akdeniz ile ilgisi bulunmayan ülke ve kuruluşları da yanlarına çekerek, bu oyunu oynamaya çalıştıklarını kaydetti. Ertuğ, olayın, bir egemenlik olayı olduğunu, sadece hidrokarbon meselesi ile izah edilemeyecek kadar karmaşık bir mesele olduğunu ifade etti. Ertuğ, Doğu Akdeniz’deki bu güç mücadelesinde Türkiye ve KKTC’nin, bunun üzerine stratejileri ortaya koyması gerektiğine işaret etti.

Ertuğ, programda, İspanya’nın Sevilla Üniversitesi tarafından hazırlanan “Sevilla Haritası”nın ortaya atılması konusunu da değerlendirerek, resmi olmayan bu haritanın içeriğinin; “Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeye yönelik bir harita olduğunu belirterek, şunları kaydetti: Bu harita ile Türkiye’ye Meis adasından aşağıya inen küçük bir alan kalıyor. diğer bütün denizlerde Mavi Vatan denilen yerde Türkiye’nin nefes alacak bir yer kalmayacağı gibi KKTC’nin herhangi bir hak iddia edecek bir alanının kalmayacağı bir harita. Yunanistan sanki kendisi takım adalar devletiymiş gibi tüm küçük adacıklara, Meis adasına bile kıta sahanlığı var iddiasıyla Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeye yönelik bir yaklaşım sergiliyor. Sevilla haritası da buna destek vermek amacıyla kullanılan bir akademisyenin, bir üniversitenin ürettiği bir harita. Bunun herhangi bir resmi hüviyeti yoktur. Olmadığı da gerek, Avrupa Birliği tarafından, gerek Amerika Birleşik Devletleri tarafından açıklandı. Türkiye’nin de bu konuyla ilgili gereken tepkiyi göstermesiyle bu olay literatürden kalktı.”

Fransa’nın, Yunanistan ile yaptığı işbirliği anlaşmalarına da değinen Ertuğ, Fransa’nın, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ı bir güç olarak kullanmak istediğine dikkat çekerek, gerek Fransa olsun, gerek başka ülke olsun Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’in en uzun kıyı şeridine sahip güçlü, 83 milyon nüfusa sahip bir ülke olduğu gerçeğinin ortada olduğunu vurguladı.

Ertuğ, Fransa’nın, Türkiye’ye karşı elini güçlendirmek istediği için Doğu Akdeniz’de güç toplamaya çalıştığını ama somut adımlar atmada gerekli desteği bulamadığı gibi fiili olarak da bir şey yapamadığını, çünkü Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kararlı tutumunu sürdürmeye devam ettiğini kaydetti.

Ertuğ, Doğu Akdeniz’de olması gerekenin, bütün Akdeniz ülkelerinin bir araya gelip kazan – kazan temelinde bir uzlaşının sağlanması gerektiğini, ancak Rum – Yunan ikilisinin bu zihniyetle yaklaşmadığı için bir işbirliğinin sağlanamadığını belirtti.

Rum- Yunan ikilisinin uğraşının, “işgal diye tanımladıkları; Kıbrıs’ta Türkiye’nin, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nın caydırıcı gücünü” ortadan kaldırarak, Kıbrıs Türklerine istediklerini yapmak olduğuna dikkat çeken Ertuğ, “Bu zihniyet değişmediği süre bir anlaşmanın sağlanması mümkün değil” dedi.

Ertuğ, geçmişte EOKAcıların, kendi halkına, İngilizlere ve Kıbrıs Türklerine karşı gerçekleştirdiği katliamları da hatırlatarak, şunları ifade etti: “Bütün bunlar ortada iken, böylesi bir durumda Kıbrıs Türkü’nün Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden, güvenlik ihtiyaçlarından vazgeçip de kendisini federasyon denilen ve Kıbrıs Türkü’nü ölü kabul eden katı bir zemin olan bir havuzun içine atlamasını bekliyorlar. Bu olacak iş değil. Gerçekçi alternatif çözüme var mıyız? Varız. Diyaloğa var mıyız? Varız ama bu diyalog neye yönelik olacak? Zemini ne olacak? Önce onun saptanması lazım…”

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Doğu Akdeniz konusunda bütün Akdeniz ülkelerine; “Bir masa etrafında oturup, bölgede diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik, tüm bölge ülkelerinin hak ve çıkarlarının göz önünde bulundurulduğu, içinde Kıbrıs Türkleri’nin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesi” teklifini yaptığını anımsatan Ertuğ, Rum – Yunan ikilisinin bu teklifi, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkü’nü yok farz etme, Türkiye’yi de işgalci diye tanımlama zihniyetlerinin değişmemesi nedeniyle reddettiklerini belirtti.

Rum- Yunan ikilisinin, Kıbrıs Türklerini yok sayma ve Türkiye’yi de işgalci diye tanımlama zihniyeti değişmediği sürece Kıbrıs’ta bir çözümün, bir işbirliğinin sağlanmasının mümkün olmayacağını da kaydetti.

Paylaş

Önceki Haber

Dartsta faaliyet ve mali raporlar aklandı

Sonraki Haber

DENKTAŞ’TAN RES BİR’E ZİYARET

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 − eleven =