Hekim olarak Dr Küçük

PROF. DR. NAHİDE GÖKÇORA’DAN “HEKİM OLARAK DR. FAZIL KÜÇÜK” YAZISI

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora, Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün 37. ölüm yıl dönümü dolayısıyla “Hekim Olarak Dr. Fazıl Küçük” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Prof. Dr. Gökçora, yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Dr. Fazıl Küçük; hem lider olduğu Kıbrıs Türk toplumunun, hem de bir doktor olarak hastalarının nabzını tutabilen, onlar için her türlü fedakarlığa katlanan müstesna bir isimdir.

Büyük zorluklarla tamamladığı tıp tahsilinden sonra, Lefkoşa’da açtığı klinikte her Cuma günü adanın dört bir tarafından gelen hastaları ücretsiz muayene eden, hatta ilaç parası olmayanlara maddi yardımda bulunan bir doktordu. Yani Dr. Fazıl Küçük demek; fedakarlık demek, özveri demek, darda olan hastaya yardım demektir. Penisilin, antibiyotik gibi ilaçların olmadığı dönemde bir varoluş mücadelesi sürerken kar-kış demeden, gerektiğinde hastasının evine, hatta çadırda yaşayan bir çingenenin yardımına gidip tedavisini takip eden hekim demektir.

Dr. Küçük ‘En Istıraplı Günlerim’ başlıklı mektubunda mesleğini tanımlarken, ‘En kuvvetli ordular bile, çok defa düşmanın mukavemetine galebe edemeyerek silahını elinden terk ettiği her gün görülen, işitilen günün meselelerinden olduğu halde, diyebilirim ki hastasının son nefesine kadar ölümle korkmadan mücadele eden ve elindeki silahını bırakmayan yalnız dünya hekimleridir. Bu mücadelenin ne kadar çetin ve sarp olduğunu da ancak yine bu meslek sahibi anlayabilir. İşte biz son iğnemizi yapar, son ilacımızı verirken, ölümün kollarımız arasından çeke çeke aldığı hasta karşısında duyduğumuz acı ve ıstırabı yine hiçbir meslek erbabının hissedip duyacağı acıya benzemez. Bizim bu acımız o kadar büyük, o kadar derindir ki günlerce, hatta aylarca uğradığımız büyük mağlubiyet tesiri devam eder gider. Bizim için bundan daha elim bir acı varsa o da efkar-ı umumiyenin kasten aleyhimize saydıkları küfürler ve iftiralardır’ diyordu.

Dr. Küçük ayrıca siyasete olan tutkusu ile yaşamı boyunca Kıbrıs Türk Halkı’nın haklarını savunmuş, bunlar için mücadele etmiş ve halkı bilinçlendirme için çaba sarf etmiştir. Bu amaçla Halkın Sesi gazetesini kurmuş, daha sonra Kıbrıs Türk Halkı’nın tezini dünyaya tanıtmak amacıyla gazetesini İngilizce olarak da yayınlamıştır. Dr. Küçük, halkının menfaatleri uğrunda çalışırken sayısız engelleri de yenmek zorunda kalmıştır. Sömürge Hükümeti’ni Türk halkına yapılan haksızlıklardan ötürü şiddetle eleştirmeyi sürdürdüğünden, aleyhine 47 kez hukuk davası açılmasına ve defalarca para cezasına çarptırılmasına rağmen yılmadan mücadelesini sürdürmüştür. 1980’li yılların başında rahatsızlanmasına rağmen, hastalık döneminde de Halkın Sesi’nde makaleler yazıp, çeşitli sorunlarla ilgili görüşlerini dile getirmeye devam etmiştir. Ölümünden önce verdiği son demeçte, hastalığının geçtiğini söylüyor ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasını görmesi ile hayata yeniden kavuştuğunu vurguluyordu.

Dr. Küçük’ün de mektubunda belirttiği gibi bazen doktorlar bütün gayretlerine rağmen hastalarını kurtaramayabilirler, kötü ithamlar altında kalabilirler ve hatta katil damgası bile yiyebilirler ama unutmamak gerekir ki, doktor demek ‘hayat kurtaran’ demektir. ‘Dr. Fazıl Küçük’ demek ise gerçekten doktor olmak demektir…”

Paylaş

Önceki Haber

DAÜ rektörü Dr Küçük ü andı

Sonraki Haber

DAÜ BİYOLOJİK BİLİMLER BÖLÜMÜ AKADEMİSYENLERİNDEN COVID-19 VE GENETİK ALANINDA YAYIN

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

eight + nineteen =