DAÜ DR. FAZIL KÜÇÜK TIP FAKÜLTESİ’NDEN 10 MAYIS İNME FARKINDALIK GÜNÜ YAZISI

DAÜ DR. FAZIL KÜÇÜK TIP FAKÜLTESİ’NDEN 10 MAYIS İNME FARKINDALIK GÜNÜ YAZISI

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, İnme Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. İpek Midi, 10 Mayıs İnme Farkındalık Günü dolayısıyla bir yazı kaleme aldı. Prof. Dr. Midi, söz konusu yazısında şu ifadelere yer verdi:

“İnme, ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada, kalıcı engellilik nedenleri arasında ise birinci sırada yer almaktadır. Bu yaygın hastalık grubunda farkındalığı artırmak, koruyucu ve tedavi edici koşulların iyileştirilmesine dikkat çekmek üzere 10 Mayıs ‘İnme Farkındalık Günü’ olarak kutlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre toplamda her yıl yaklaşık 15 milyon kişi inme geçirmektedir, bunu dakikalarla ifade etmek gerekirse her 40 saniyede 1 kişi inme geçirmekte, her 3 dakikada bir kişi de inme nedeni ile ölmektedir.

İnme beyni besleyen damarlardan birinin tıkanması ya da beyne giden kan akımının azalması sonucu meydana gelebilir ki ilkine tıkayıcı inme, ikincisine ise kanamalı inme denir. Tıkayıcı inme, tüm inmelerin yaklaşık %80–85 ‘ini oluşturur. İnme sıklıkla 65 yaş üzerinde görülmekle birlikte, her yaşta karşımıza çıkabilir.”

İnmeden Nasıl Korunabiliriz?
“İnme tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır. Burada inmeye yol açan risk faktörünü kontrol etmek en önemli kısmı oluşturur. Bu risk faktörleri nelerdir ve onlardan nasıl korunacağız?

1. Tansiyon yüksekliği yani hipertansiyon, inme riskini 4-5 kat arttırır.
2. Kan yağlarının ve şekerin yüksekliği inme riskini 2 kat artıran faktörlerdendir. Beslenmemizde tuzu kısıtlamak, yağlı ve şekerli yiyeceklerden uzak durmak alınabilecek en basit tedbirlerdendir.
3. Risk faktörlerinden bir diğeri de kalp hastalıklarıdır. Bunlar arasında atrial fibrilasyon en sık görülen kardiyak ritim bozukluğu olup, kalp kaynaklı inmelerin yaklaşık yarısının nedenidir.
4. Sigaranın bırakılması, alkolden uzak durulması inmenin önlenmesinde diğer önemli faktörlerdendir.
5. Fiziksel aktivitenin arttırılması yine koruyucu önlemlerdendir. Günlük ya da haftanın 3 günü yapılabilecek 45 dakikalık yürüyüşler, sadece kilo vermenizi sağlamayacak, aynı zamanda tansiyonunuzun daha düzenli hale gelmesini, kan yağları ve şeker düzeylerinizin düşmesini de sağlayacaktır. Günlük 10,000 adım hedefiniz olmalıdır.
6. Boy ve kilonuza göre hesaplanan ve vücut kitle indeksi denilen bir parametre ile de kendinizin normal, şişman ya da obez kategorisinde olup olmadığınızı hesaplamalı ve buna göre de sağlıklı bir beslenme yolu planlanmalısınız. Özellikle Akdeniz diyeti dediğimiz diyet tarzı ki bu diyetin vazgeçilmezleri arasında yer alan balık, sebze, meyve, salata inmeden korunmada en önemli beslenme tipini teşkil etmektedir.
7. Eğer bu risk faktörlerinden korunmak için gerekli önlemler uygulanırsa inme geçirme olasılığı %90 oranında azalmaktadır. Bu nedenle inme belirtilerini ve risk faktörlerini bilmek, inme farkındalığını arttırmak toplum içinde inme insidansının da azalmasını sağlayacaktır.”

“İnme Belirtileri Nelerdir?”
“Bir tarafta güçsüzlük yani kişinin kolunu-bacağını kaldıramaması, his kaybı, konuşma bozukluğu ya da kelime çıkartamamak, ağızda bir tarafa kayma, çift görme, bilinç durumunda değişim, yürüme güçlüğü gibi pek çok belirti inme belirtileri arasında yer alır. Bu belirtiler ortaya çıktığı anda hemen 112 aranmalı ve hasta en yakın inme merkezine iletilmelidir. İnmede belirtiler ortaya çıktıktan sonra zaman çok önemlidir. Ne kadar erken davranılırsa, ne kadar erken müdahale edilirse, hastada oluşacak fonksiyonel kayıp da o kadar az olacaktır.

Bu nedenle belirtiler ortaya çıktıktan sonra ilk 4,5 saat içinde damardan verilen tedavi ile pıhtı eritilmesi sağlanır. Bunun dışında anjiyo yolu ile de pıhtının çıkartılması işlemi özellikle ilk 6 saat içinde yapılırsa faydası daha büyüktür. Ancak son yapılan çalışmaların ışığında, uygun hastalarda anjiyo ile pıhtıyı çekme işlemi ilk 24 saatlik süreye kadar uzatılmıştır. Bu nedenle, inmeden korunmak için yukarıda saydığımız risk faktörlerinden kendimizi korumak, inme geçirme durumunda vakit kaybetmeden 112’ye hemen haber verip, akut inme tedavisi uygulanan bir merkeze sevk edilmek gerekmektedir. Sağlıklı ve inmesiz bir yaşam dileği ile…”

Paylaş

Önceki Haber

Kuzey Kıbrıs’ta Sanat İçin Önemli İşbirliği

Sonraki Haber

GAZİMAĞUSA BELEDİYESİ SAKARYA MAHALLESİ’NDE ASFALT DÖKÜMÜNE DEVAM EDİYOR

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

7 + 4 =