DAÜ’DE TÜRK – RUS İLİŞKİLERİ VE EKONOMİK KALKINMALARI ÜZERİNE SEMİNER GERÇEKLEŞTİRİLDİ

 

DAÜ’DE TÜRK – RUS İLİŞKİLERİ VE EKONOMİK KALKINMALARI ÜZERİNE SEMİNER GERÇEKLEŞTİRİLDİ

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi  (DAÜ)  Kıbrıs Politikalar Merkezi  (KPM)  ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nün iş birliği ile Türk – Rus ilişkileri üzerine seminer gerçekleştirildi. DAÜ’de gerçekleştirilen seminere pandemi kuralları çerçevesinde sınırlı sayıda katılım kabul edilirken eş zamanlı olarak çevrim içi katılıma da olanak sağlandı.

 

Söz konusu seminerde Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Bilkent Rusya Çalışmaları Merkezi Başkanı Yrd. Doç. Dr. Onur İşçi “Rus – Türk İlişkileri ve Büyük Savaştan Bugüne Ekonomik Gelişim, 1921-2021” konusunda sunum gerçekleştirdi.

 

DAÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü ve KPM Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sözen gerçekleştirdiği konuşmasında katılımlarından dolayı Yrd. Doç. Dr. İşçi’ye teşekkürlerini ileterek Yrd. Doç. Dr. İşçi’nin çalışmalarının İmparatorluğun son dönemi sonrası Türkiye ve Rusya ilişkilerinin tarihi üzerinde yoğunlaştığını bildirdi.

 

Yrd. Doç. Dr. İşçi, gerçekleştirdiği sunumunda Türk-Rus ilişkilerinin son 100 yılını ekonomik bir yaklaşım ile değerlendirirken, soğuk savaş döneminde ekonomik kalkınma üzerine olan iş birlikleri üzerinde durdu. İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Sovyetler Birliği ve Türkiye arasındaki açık düşmanlığın, tarihçilerin birçok iş birliği kanıtını göz ardı ederek ikisini amansız düşmanlar olarak değerlendirmesine yol açtığını belirten Yrd. Doç. Dr. İşçi, aslında soğuk savaşın klasik gelişme şemasına özgü karşılıklı ilişkilerin geçtiğimiz yüzyılın büyük bölümünde Rus-Türk ilişkilerini de karakterize ettiğine değindi.

 

Yrd. Doç. Dr. İşçi,  Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birbirleri ile rekabete girmesinden çok daha önce, Moskova’nın aynen Rus devrimcileri gibi Birinci Dünya Savaşı sonrası düzenin koşullarına karşı çıkan Türk devrimcilerine yardım elini uzattığını belirtti.  1920 ve 1922 yılları arasında Sovyet askeri ve mali yardımın Türk devrimcilerin Avrupa işgal ordularını yenmesine yardımcı olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. İşçi, 1930’lara gelindiğinde ise Sovyet tavsiyesi ile başka bir ülkenin uyguladığı ilk kalkınma planı olan Türkiye’nin beş yıllık kalkınma planının temelinde yer alan iki tekstil fabrikasını inşa edebilmesi için Moskova’nın ekipman ve mühendisler gönderdiğini sözlerine ekledi.

 

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Moskova ve Ankara arasında çıkan gerginliklerin hiçbir zaman tam olarak çözüme kavuşturulmadığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. İşçi,  savaşın sona ermesini takip eden on yıl içerisinde iki tarafın ekonomik iş birliği adına aralarındaki siyasi çatışmayı kontrol altında tutmaya başladığını aktardı. Yrd. Doç. Dr. İşçi, Moskova’nın soğuk savaşın kızıştığı dönemlerde bile karşıt blok üyesi olmasına rağmen Türkiye’yi endüstriyelleştirmek için yardım ettiğine dikkat çekerek 1980 ve 1990 yıllarında ise her iki devletin de ağır sanayi sektöründeki yatırımları kısıtlarken Karadeniz’de gaz boru hatlarıyla ve ortak inşaat projeleriyle yeni bir bağımlılık ilişkisi kurduğuna değindi. Yrd. Doç. Dr. İşçi sunumu sırasında Batı benzeri modernleşme arayışının geçtiğimiz yüzyıldaki Rus-Türk ilişkilerini tanımlayan özellik olduğu üzerinde durdu.

Paylaş

Önceki Haber

22 EKİM’DE YAPILACAK MEME KANSERİ FARKINDALIK YÜRÜYÜŞÜNE GAZİMAĞUSA BELEDİYESİ DE DESTEK VERİYOR

Sonraki Haber

GAZİMAĞUSA, İSKELE VE YENİBOĞAZİÇİ İMAR PLANI BİRLEŞİK KURUL TOPLANTISI’NDA OY BİRLİĞİ İLE ONAYLANDI

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

10 + 15 =